Aşırı şüphecilik erkeği mutsuz ederken, ilişkiye de zarar veriyor!
Bir zamanlar sevgililerini cep, çekmece karıştırıp gömlek koklayarak kapana kıstırmaya uğraşan kadınlar; günümüzde cep telefonları, e-posta ya da çeşitli sohbet programlarından medet umarak aldatıldıklarına dair kanıt bulmaya çalışıyorlar. Ancak aşırı şüphecilik erkeği mutsuz ederken, ilişkiye de zarar veriyor!
Aldatma hikayeleri şu sıralar magazin gündeminde sanki her zamankinden daha fazla yer işgal ediyor. Bir yandan mutluluğu öteki kadın ya da erkeğin kollarında arayanların öyküleriyle sadakatsizliğin artık ne derece sıradanlaştığını görüyor, bir yandan aldatılanların negatif ruh hallerini ve yaşadıkları travmaları anlamaya çalışıyoruz. Tabii bu konudaki duygularımız da yaşananlara göre gidip gidip geliyor. Aldatan bir arkadaşımızın yaşadığı kaçamağı heyecan içinde dinlerken, aldatılan ve omzumuzda ağlamayı tercih eden bir başka arkadaşımıza sevgilisinin işe yaramaz biri olduğunu söylüyoruz.
Aldatmanın çok kötü bir şey olduğuna inanıyor ama içten içe yeni biriyle gizli kapaklı birlikte olmanın heyecanını da merak ediyoruz. Kısaca, galiba hepimiz aldatmanın öznesi ya da nesnesi olmayı kesinlikle arzuluyoruz. Bazen bilinmeyenin heyecanına kapılıp sevgilimizi aldatıyor, bazen de şüphelerimize yenilip kendimizi bir dedektifçilik oyununun ortasında buluveriyoruz. Ortada geçerli hiçbir sebep yokken ondan şüpheleniyor, durduk yere kıskançlık krizlerine giriyor, "Ya aldatıyorsa" paranoyasıyla tüm özel eşyalarını karıştırıyor ve teknolojik imkanların da yardımıyla yaptıklarını kanıtlayacak bir ipucu bulmaya uğraşıyoruz. Aldatılma merakının motive ettiği aşk dedektifliği mesaimizi sabah-akşam şevkle sürdürüyor, titizlikle iz sürüyor, somut bir kanıt bulamayınca mutsuz oluyoruz.
Trajikomik yöntemlerle sevgililerini takip etmeyi iş edinen aşırı şüpheci kadınların stratejileri size de yabancı gelmeyebilir. Yalnız, erkeklere aşırı baskı yapmanın, onları bir şüphe perdesiyle boğmanın sonuçlarının ilişkinin geleceği açısından pek de iyi olmayacağını da unutmamak gerekir.
-Erkeklerle İlgili Önyargılar Kadınları Şüpheci Yapıyor
Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi'nden Konsültasyon Lezyon Psikiyatrisi Uzmanı Prof. Dr. Kemal Arıkan, insanın doğası gereği zaten şüpheci olduğunu söylüyor. Ancak her şeyin altında bir bit yeniği aramanın zararlı olduğunu ve aşırı şüpheciliğe paranoya denildiğini de eklemeliyiz. Arıkan, psikiyatride dört tür şüphecilik bulunduğunu, bunlardan birinin kişinin aldatıldığına dair yoğun bir şüpheyle sarmalandığı kıskançlık duygusu olduğunu belirtiyor.
Kıskançlık duygusu, belli bir dozu aşmadığı sürece kadın-erkek ilişkilerinde sevgi ve bağlılığın göstergesi olabilir. Ama bazen dizginlenemez boyutlara varabilir, sınırları aşar ve sonunda da saplantıya dönüşebilir. Kadınların kıskançlık krizleri ezelden beri devam ediyor; hemcinslerimiz, erkeğini koruma ve onun sadece kendisine ait olması gerektiği içgüdüsüyle hareket edip, şüpheci ve sorgulayıcı davranışlar sergileyebiliyor. Zira son zamanlarda ayyuka çıkan aldatma ve aldatılma hikayeleri, kısacası aldatmanın sıradanlaşması; bu tür durumların her an her yerde yaşanabileceği sinyalini veriyor.
Özellikle erkeklerin cinsel dürtülerini kontrol edemeyen "zayıf ve iradesiz" varlıklar olarak görülmesi ve konu sadakat olunca potansiyel suçlu ilan edilmeleri, meraklı ve şüpheci kadınları birer aşk dedektifine dönüştürmeye yetiyor. Kısaca erkeklerin doğaları gereği sadakatsiz oldukları önyargısı damarlarında şüphe virüsü taşıyan kadınları iz peşine düşürüyor. Ve çoğu zaman ortada fol da, yumurta da yokken, hızlı bir takip süreci başlıyor.
-Hâlâ Naftalin Kokulu Yöntemlere Başvuruluyor
Aşk dedektifliğinde geleneksel yöntemler kullanmak hâlâ revaçta. Sevgilinin ceplerini, özel eşyalarını ve dolaplarını karıştırmak aldatılma merakı taşıyan kadınların klasik hareketleri. Aldatılma şüphesiyle yaşayan bu kadınlar sinirli ve sürekli sorgulayıcı tavırlarıyla da hemen fark ediliyorlar. "Neredeydin?", "Neden geç kaldın?", "O konuştuğun kadını daha önce nerede görmüştün?" ya da yeni tanışılan bir kadınla ilgili, "Aranızdaki samimiyet gözümden kaçmadı" gibi sıkıcı sorularla sorgulamalar bir dedektifin suçluya ulaşmak için zanlılara yönelttiği soruları hatırlatır. Zira kafasına aldatıldığını takan kişi için sevgilisinin tanıştığı her kadın, baştan çıkarma potansiyeline sahiptir ve sevgilisine göz koymuştur.
Bazen uzun ve güçlü arkadaşlıklar bile kıskanç bir sevgili yüzünden kolaylıkla son bulabilir. Sürekli soru sormak ya da özel eşyalar üzerinde iz sürmek dışında, sevgiliyi dışarıda takip etmek, söylediği yere gidip gitmediğini kontrol etmek için peşine düşmek ya da işyerine sürpriz kisvesi altında baskın düzenlemek de iz süren kadınların başvurduğu yöntemlerden. Sevgilinin mesleği; sürekli şehir veya yurtdışına gitmesini gerektiriyorsa, vay haline! Zira iş gezilerini sevgilinin kaçamak yapmak için uydurduğu bahaneler olarak gören şüpheci kadın, oteli arayacak ve sevgilisinin gerçekten orada kalıp kalmadığını kontrol edecektir.
Sevgiliyi ya da kıyafetlerini koklayarak, herhangi bir kadın parfümünün izini sürmek ya da kıyafetler üzerinde çeşitli lekeler aramak da anneannelerimizden miras kalan ama aldatılma meraklısı birçok kadının başvurduğu naftalin kokulu yöntemlerden…
-En gözde yöntemler
-Yabancı bir telefon numarasından sevgiliye baştan çıkarıcı mesajlar atılır ve ne yapacağına bakılır.
-Yakın bir kız arkadaşla sevgiliye kur yapması için anlaşılır; sevgilinin nasıl tepki vereceği gözlemlenir.
-Sevgili bir görüşme yaptıktan sonra, son aranan telefon numarasının kime ait olduğu araştırılır.
-Sevgilinin arabasında saç teli, parfüm kokusu (en çok emniyet kemerine siner) gibi izler aranır.
-Kredi kartı ekstreleri ve alışveriş fişleri incelenir.
-Eve gizli kamera hatta dinleme cihazları yerleştirilir.
-Prezervatiflerin kaç tane olduğu, azalıp azalmadığı kontrol edilir.
-Özel dedektif tutulur!
-Sevgilinin sekreteri, şoförü ya da yakın arkadaşlarıyla samimiyet kurulup ağızlarından laf alınır.
-Neredesin, Fotoğrafını Çek Gönder!"
Ultra modern teknolojik yöntemlere gelince, birçok meziyete sahip cep telefonları aldatılma şüphesiyle erkeklere nefes aldırmayan kadınların son zamanlardaki en büyük yoldaşları. Zira hızla gelişen ve yenilenen son model ürünler, iz sürme metodlarını da geliştiriyor. Sevgiliyi cepten arayıp, "Şu an neredesin?", "Bir kadın sesi duyuyorum galiba" gibi yorumlar yapmak bile artık demode oldu. Yeni çıkan 3G teknolojisine sahip ürünlerle birlikte, en moda ve en etkili iz sürme yöntemi "Neredesin, fotoğrafını çek gönder!" emri vermek. Parkta, plajda, bahçede kısaca dilediğiniz her yerde sevdiklerinizle görüntülü konuşma imkanı tanıyan 3G teknolojisi, sevgilinizle aşığının yatağında da konuşmanızı sağlayacak.
Tabii bu konularda uzmansa, konuşurken arkaya başka bir görüntü koyabilme şansı olduğunu belirtmeden geçmeyelim! Gördüğünüz gibi bu çok akıllı 3G'li ürünler her iki tarafı da düşünmüş. Haritadan aranılan kişinin nerede olduğunu gösteren cep telefonlarıysa pusuya yatmış kadınların en büyük silahlarından; bu defa sevgiliye kaçış yok! E-postalar, Facebook hesapları ve MSN yazışmaları da aldatılma şüphesiyle hareket eden kadının titizlikle iz sürdüğü alanlardan.
E-posta şifrelerini kırarak tüm mesajları gözden geçirmek, MSN hesabına girerek yazışmaları bilgisayara kaydetmek ve bunları okumak, sevgilinin Facebook'taki arkadaş listesini incelemek, şüpheli kadın arkadaşların listesini çıkarıp sevgiliden bu kadınların ayrıntılı özgeçmişini talep etmek, erkekleri tuzağa düşürme mesaisinin en temel stratejilerini oluşturuyor.
-Aşırı Kıskançlık İlişkiyi Kolayca Zedeliyor
Tüm bu stratejiler, eğer ortada gerçekten bir aldatma vakası varsa, erkeği köşeye sıkıştıracak ve onu suçüstü yakalayacaktır. Fakat böyle bir durum olmadığı halde; kadının salt aldatılma merakı ve hayali bir sevgilinin varlığına kendini inandırmış olması yüzünden bu tip yöntemlere başvurması olumsuz sonuçlar doğurabilir. Öyle ki, aşırı kıskanç ve sevgililerini sürekli gözaltında tutan kadınların baskıcı davranışları erkeği boğabilir ve ilişkiyi kolaylıkla zedeleyebilir.
Sevgilisine çok aşık bir erkek bile bitmek tükenmek bilmez sorgulamalara ve kontrol altında tutulmaya uzun süre dayanamaz. Erkeği sıktıkça, o özgürlüğünün peşine daha çok düşecektir. Ayrıca sevgilisinin kendisine güvenmediğini anlayan, özel eşyalarının ya da bilgisayarının karıştırıldığının farkına varan erkeğin kalbini tekrar kazanmak çok zor olabilir. Kısaca aldatıldığından emin olmadan, sadece önyargılarla hayali ipuçlarının peşinden koşmak sevgiliyi uzaklaştırıp, soğuturken, kadınla erkeğin arasına da kapanması zor bir uçurum açabilir.
Uzmanlar; yazılı ve görsel medyada duyup okudukları aldatma hikayelerinin kahramanlarına öykünen, aldatılmış olmanın haklı ezikliğini tatmak isteyen ve sevgililerini tuzağa düşürmekten adeta zevk alan bu tip şüpheci kadınların böyle davranarak ilişkilerini riske attıklarını unutmamaları gerektiğini vurguluyor. Kadınlara ilişkiyle ilgili endişeleri varsa bunu açıkça dile getirmelerini ve sevgilileriyle iletişimlerini her zaman güven çerçevesinde sürdürmelerini öneriyor.
Son olarak; sevgilisini çok seven, aldatmayı aklından bile geçirmeyen ama onun baskıcı davranışları sonucu mutluluğu ve huzuru çevresindeki başka kadınlarda arayan erkeklerin sayılarının hiç de az olmadığı akıldan çıkarılmamalı!
-Güven önemli
Davranış Bilimleri Enstitüsü'nden aile terapisti Özlem Altay Önen "Teknolojik imkanların gelişmesiyle insanlar her türlü arkadaşlığa açık hale geldiler. Evde otururken yıllardır görmediğiniz eski sevgiliniz sizi eliyle koymuş gibi bulabiliyor. Ve siz onunla eşiniz yan odada uyurken konuşabiliyorsunuz. Bazen bu durum aldatmalara da yol açabiliyor ve güven duygusu doğal olarak derinden sarsılıyor.
Başınıza gelmese de duyduklarınızdan etkilenebiliyorsunuz. Aldatılma kaygısı insanı yer bitirir. Ve kişi, tüm bunların başına gelmeyeceğinden emin olmak için takibe başlayabilir. Ama tabii bu çabalar kimseyi mutlu etmez. Kişi eğer kendini bu konuda kontrol edemiyorsa terapiye gitmesi iyi olur. Aşırı şüphe ilişkinin büyüsünü bozar. Üstelik sevgiliniz bunu yapacaksa onu engelleyemezsiniz."
Kaynak : Cosmopolitan