Koç Üniversitesi Hastanesi Diyetisyeni Büşra Sağıroğlu hızla kilo vermek için yapılan yanlış diyet ve beslenmenin verilen kiloların ileride alınmasına neden olduğuna dikkat çekiyor.
Sağıroğlu; "Beslenme konusunda bilgi kirliliği var. Bu yanlış bilgiler insanların beslenme davranışını olumsuz etkiliyor. Kilo vermek için aç kalmak gerekmiyor. Aksine vücudu azar azar ve sık sık doyurarak, hem metabolizma hızlandırılmalı hem de kan şekerinin ani iniş-çıkışlarına engel olunmalı. İnsanlar yanlış diyet uygulamaları ile vücut dengelerini ve psikolojilerini bozuyorlar" dedi.
Yaz mevsiminin gelmesi ile birlikte kısa sürede hızlı kilo vermek isteyenler, uyguladıkları çeşitli diyetlerle farkında olmadan sağlığını tehlikeye atabiliyor. Günümüzde yanlış beslenme bilgileri ve bilimsellikten çok uzak olan düşük enerjili şok diyetler insan sağlığını olumsuz etkilemekle kalmayıp hatta ölümlere bile sebep olabilir.
Beslenme konusunda bir bilgi kirliliği mevcut. Bu yanlış bilgiler insanların beslenme davranışını olumsuz etkiliyor. Örneğin; aç karnına limon suyu içtiğinde yağ yakarak zayıflayacağını düşünen insanlara bunun zayıflatmayacağını ama mide tahrişine ve ülsere yol açabileceğini anlatmak gerekiyor.
Birçok hatalı beslenme düşüncelerinden bir diğeri ise kilo vermek için aç kalmak gerektiği düşüncesidir. Kilo vermek için aç kalmak gerekmiyor. Aksine vücudu azar azar ve sık sık doyurarak, hem metabolizma hızlandırılmalı hem de kan şekerinin ani iniş ve çıkışlarına engel olunmalıdır. Uzun süre açlıkta ise vücut, kendini kıtlıkta gibi düşünür ve bir yiyecek tüketiminde onu daha fazla depolamaya meyil gösterir. Bu da aç kalınarak verilen kiloların nasıl fazlasıyla geri alındığının bir açıklamasıdır.
Mucize diyet var mı?
Kilo vermek, sanıldığı gibi vücut için kolay bir süreç olmayıp, hızlı zayıflamak için mucizevi bir formül yoktur. Tek besine dayanan ve çok düşük kalorili diyetlerin mucizevi bir çözüm gibi sunulması ve kısa sürede fazla kilo kaybı sağlaması nedeniyle zayıflamak isteyenlerin tercihi olabiliyor. Şok diyetlerle kısa sürede kilo verilse de kalıcı kilo kontrolü sağlanamayacağı gibi, sürdürülebilirliği de olmadığından verilen kilolar misliyle geri alınıyor.
Yanlış diyetler ruh sağlığını tehdit ediyor!
İnsanlar yanlış diyet uygulamaları ile hem vücut dengelerini hem de psikolojilerini bozuyorlar. Sağlıksız diyetler sonrası yavaşlayan metabolizma sonucunda hızla geri alınan kiloların yarattığı motivasyon kaybı ve kilo verememe kaygısı ile depresif duygular oluşabiliyor.
Uzun süreli diyete uyum konusunda motivasyonunu kaybeden kişi ise aynı şekilde tekrar kısa sürede çözüm alabileceği sağlıksız uygulamalara yönlenebiliyor ve bu durum kısır döngü halini alabiliyor. Bu durumda bir diyetisyen ve ayrıca bir psikologdan yardım alınması büyük önem taşıyor.
Sağlıklı beslenme ve sağlıklı kilo vermenin püf noktaları?
• Sık sık beslenmek, ara öğün yapmak, karbonhidrat, protein ve yağları dengeli şekilde tüketmek ve güne kahvaltıyla başlamak en iyi sağlıklı beslenme yöntemidir. Sağlıklı kilo verebilmek için düzenli sporu da ihmal etmemek gerekiyor.
• Hangi kiloda olursanız olun kilo vermeyi zamana yaymak yani belli bir zaman diliminde belli bir kilodan fazlasını vermemek gerekiyor. Genellikle ayda 2-4 kg civarında kilo kaybı sağlıklı olarak kabul ediliyor.
• Kişiler başka birine ait olan beslenme programlarını kendilerinin de uygulayabileceği yanılgısına düşüyorlar. Her beslenme programı tıpkı parmak izimiz gibi kişiye özel olmalı, kişinin yaşı, boyu, cinsiyeti, aktivite düzeyi, yaşam biçimi, sağlık sorunları gibi faktörler göz önüne alınarak hazırlanmalıdır.
• Unutulmamalı ki, eğer bir diyet programı sizin halsiz, bitkin, soluk benizli, sinirli olmanıza neden oluyorsa sizin için kesinlikle yanlıştır.
Sağlıksız diyetlerin ortaya çıkardığı kötü sonuçlar
• Yağ tüketiminizi tamamen sıfırlarsanız yağda eriyen A, D, E, K vitaminlerinin yetersizliğine neden olursunuz. Belli miktarlarda balık, yağlı tohumlar (badem, fındık, ceviz gibi) ve zeytinyağı tüketerek beslenmenize sağlıklı yağları da ilave edin.
• Protein diyetleri uzun vadede böbrek ve karaciğer üzerine olumsuz etki yapar. Ayrıca kalsiyum emilimini olumsuz etkileyerek, ilerleyen yaşlarda kemik erimelerine zemin hazırlar.
• Yanlış diyet uygulamanın en kötü sonucu, diyeti bıraktığınızda hızla verdiğinizden daha fazla kilo almaktır. Uzun süreli uygulanan düşük kalorili diyetler sonucu iştah patlaması yaşayarak hızlıca kilo almanız kaçınılmaz olacaktır.
• Yağ yakımı olmadan elde edilen kilo kaybı, vücutta sarkmalara neden olabilir. Kastan kaybedilen kilo, yeniden kilo alındığında kas miktarının değil, yağ miktarının artması ile sonuçlanır. Uzun vadede bu şekilde kilo verip almalar kasların güçsüzleşmesine neden olur.
• Kısa sürede kilo vermek için uygulanan tek yönlü beslenme programları ve düşük kalorili diyetler yetersiz besin ögesi alımından dolayı vücutta vitamin ve minerallerin yetersizliklerine ve bunlara bağlı hastalıklara neden olur.
• Uzun süreli uygulanan yanlış diyetler sonrası gerçekten sağlıklı bir diyet programı uygulamaya başlanıldığında, vücut kilo vermeye direnç gösterecektir ve bir süre sonra eskisi kadar kolay kilo verilemeyecektir. Bu nedenle zaman kaybetmeden bir beslenme uzmanından yardım alınmalıdır.
Sağıroğlu; "Beslenme konusunda bilgi kirliliği var. Bu yanlış bilgiler insanların beslenme davranışını olumsuz etkiliyor. Kilo vermek için aç kalmak gerekmiyor. Aksine vücudu azar azar ve sık sık doyurarak, hem metabolizma hızlandırılmalı hem de kan şekerinin ani iniş-çıkışlarına engel olunmalı. İnsanlar yanlış diyet uygulamaları ile vücut dengelerini ve psikolojilerini bozuyorlar" dedi.
Yaz mevsiminin gelmesi ile birlikte kısa sürede hızlı kilo vermek isteyenler, uyguladıkları çeşitli diyetlerle farkında olmadan sağlığını tehlikeye atabiliyor. Günümüzde yanlış beslenme bilgileri ve bilimsellikten çok uzak olan düşük enerjili şok diyetler insan sağlığını olumsuz etkilemekle kalmayıp hatta ölümlere bile sebep olabilir.
Beslenme konusunda bir bilgi kirliliği mevcut. Bu yanlış bilgiler insanların beslenme davranışını olumsuz etkiliyor. Örneğin; aç karnına limon suyu içtiğinde yağ yakarak zayıflayacağını düşünen insanlara bunun zayıflatmayacağını ama mide tahrişine ve ülsere yol açabileceğini anlatmak gerekiyor.
Birçok hatalı beslenme düşüncelerinden bir diğeri ise kilo vermek için aç kalmak gerektiği düşüncesidir. Kilo vermek için aç kalmak gerekmiyor. Aksine vücudu azar azar ve sık sık doyurarak, hem metabolizma hızlandırılmalı hem de kan şekerinin ani iniş ve çıkışlarına engel olunmalıdır. Uzun süre açlıkta ise vücut, kendini kıtlıkta gibi düşünür ve bir yiyecek tüketiminde onu daha fazla depolamaya meyil gösterir. Bu da aç kalınarak verilen kiloların nasıl fazlasıyla geri alındığının bir açıklamasıdır.
Mucize diyet var mı?
Kilo vermek, sanıldığı gibi vücut için kolay bir süreç olmayıp, hızlı zayıflamak için mucizevi bir formül yoktur. Tek besine dayanan ve çok düşük kalorili diyetlerin mucizevi bir çözüm gibi sunulması ve kısa sürede fazla kilo kaybı sağlaması nedeniyle zayıflamak isteyenlerin tercihi olabiliyor. Şok diyetlerle kısa sürede kilo verilse de kalıcı kilo kontrolü sağlanamayacağı gibi, sürdürülebilirliği de olmadığından verilen kilolar misliyle geri alınıyor.
Yanlış diyetler ruh sağlığını tehdit ediyor!
İnsanlar yanlış diyet uygulamaları ile hem vücut dengelerini hem de psikolojilerini bozuyorlar. Sağlıksız diyetler sonrası yavaşlayan metabolizma sonucunda hızla geri alınan kiloların yarattığı motivasyon kaybı ve kilo verememe kaygısı ile depresif duygular oluşabiliyor.
Uzun süreli diyete uyum konusunda motivasyonunu kaybeden kişi ise aynı şekilde tekrar kısa sürede çözüm alabileceği sağlıksız uygulamalara yönlenebiliyor ve bu durum kısır döngü halini alabiliyor. Bu durumda bir diyetisyen ve ayrıca bir psikologdan yardım alınması büyük önem taşıyor.
Sağlıklı beslenme ve sağlıklı kilo vermenin püf noktaları?
• Sık sık beslenmek, ara öğün yapmak, karbonhidrat, protein ve yağları dengeli şekilde tüketmek ve güne kahvaltıyla başlamak en iyi sağlıklı beslenme yöntemidir. Sağlıklı kilo verebilmek için düzenli sporu da ihmal etmemek gerekiyor.
• Hangi kiloda olursanız olun kilo vermeyi zamana yaymak yani belli bir zaman diliminde belli bir kilodan fazlasını vermemek gerekiyor. Genellikle ayda 2-4 kg civarında kilo kaybı sağlıklı olarak kabul ediliyor.
• Kişiler başka birine ait olan beslenme programlarını kendilerinin de uygulayabileceği yanılgısına düşüyorlar. Her beslenme programı tıpkı parmak izimiz gibi kişiye özel olmalı, kişinin yaşı, boyu, cinsiyeti, aktivite düzeyi, yaşam biçimi, sağlık sorunları gibi faktörler göz önüne alınarak hazırlanmalıdır.
• Unutulmamalı ki, eğer bir diyet programı sizin halsiz, bitkin, soluk benizli, sinirli olmanıza neden oluyorsa sizin için kesinlikle yanlıştır.
Sağlıksız diyetlerin ortaya çıkardığı kötü sonuçlar
• Yağ tüketiminizi tamamen sıfırlarsanız yağda eriyen A, D, E, K vitaminlerinin yetersizliğine neden olursunuz. Belli miktarlarda balık, yağlı tohumlar (badem, fındık, ceviz gibi) ve zeytinyağı tüketerek beslenmenize sağlıklı yağları da ilave edin.
• Protein diyetleri uzun vadede böbrek ve karaciğer üzerine olumsuz etki yapar. Ayrıca kalsiyum emilimini olumsuz etkileyerek, ilerleyen yaşlarda kemik erimelerine zemin hazırlar.
• Yanlış diyet uygulamanın en kötü sonucu, diyeti bıraktığınızda hızla verdiğinizden daha fazla kilo almaktır. Uzun süreli uygulanan düşük kalorili diyetler sonucu iştah patlaması yaşayarak hızlıca kilo almanız kaçınılmaz olacaktır.
• Yağ yakımı olmadan elde edilen kilo kaybı, vücutta sarkmalara neden olabilir. Kastan kaybedilen kilo, yeniden kilo alındığında kas miktarının değil, yağ miktarının artması ile sonuçlanır. Uzun vadede bu şekilde kilo verip almalar kasların güçsüzleşmesine neden olur.
• Kısa sürede kilo vermek için uygulanan tek yönlü beslenme programları ve düşük kalorili diyetler yetersiz besin ögesi alımından dolayı vücutta vitamin ve minerallerin yetersizliklerine ve bunlara bağlı hastalıklara neden olur.
• Uzun süreli uygulanan yanlış diyetler sonrası gerçekten sağlıklı bir diyet programı uygulamaya başlanıldığında, vücut kilo vermeye direnç gösterecektir ve bir süre sonra eskisi kadar kolay kilo verilemeyecektir. Bu nedenle zaman kaybetmeden bir beslenme uzmanından yardım alınmalıdır.