Tıpkı doğru evliliği yapabilmek gibi, doğru boşanmayı başarabilmek de yaşamın bir parçasıdır.
Evlenenler ömür boyu birlikte olacaklarına inansa da, son yıllarda boşanma sayısı artmakta. Basında yer alan boşanmalar haber konusu olarak farklılıklar taşıyor. Üçüncü sayfa haberlerine geçenler, boşanmak isteyen eşini öldürenler ya da yaralayanlar. Boşanmak için yüksek maddi bedeller talep edenler, ikinci sayfa ve magazin haberlerinde yer alıyor. Bir başka grup ise boşanma sırasında evlilik süresince korunan aile sırlarını basına açıklayanlar. Bu açıklamalar her iki tarafın diğeri için yaptığı suçlamaları içeriyor. Bazen cinsel yaşamlarla ilgili, bazen özel yaşamlarıyla ilgili, bazen de işle ilgili açıklamalar birinci sayfada kendine yer buluyor.
Hepsinin ortak noktası ise bir zamanlar evlenecek kadar sevdiği ya da değer verdiği kişiye onu herhangi bir şekilde yok edecek kadar öfke duymak. İster 'Benden ayrılamaz,' diyerek, ister 'Benden ayrılırsan görürsün,' diyerek, isterse 'Ayrılmanın bedelini bir şekilde ödeyeceksin,' diyerek olsun boşanmayı bir öfke patlaması haline nasıl ve niçin getiriyorlar?
SONUN GELİŞİ
Evliliğe başlarken herkes ömür boyu süreceği düşüncesini taşır. Arada sorunlar olunca 'Acaba evliliğimiz sürecek mi?' soruları başlar. Aileler, eşdost, bazen de terapistler katılır çözüm önerilerine... İnsana en sıkıntı veren düşünce 'keşke evlenmeseydim, baştan hataydı zaten' olur bu dönemde. Bazı tanıdıklar uyarmıştır oysa, bu evlilik yürümez demişlerdir. Ama bu söylenenlerin bilimsel bir yanı yoktur. Akılcı gelen bazı şeyleri ise siz farklı yorumlamışsınızdır.
Size karşıdırlar, evleneceğiniz kişiye karşıdırlar, başka amaçları vardır, yeterince tanımıyorlardır vb. Bu liste uzar gider. Oysa şimdi geri dönüş yoktur ve size ne olacağının söylenmesini istersiniz. Birçok araştırma; düşmanlık, kin, birbirlerinin fikrine saygısızlık ve benzer ilişkilerin, boşanmanın habercisi olduğunu ortaya koymuştur. Yine evliliğe romantizm ve büyük mutlulukla başlayan çiftlerin, evlilikle kaçınılmaz hale gelen sorunları yönlendirmedeki başarısızla devam ettiklerini söylemektedir. Bunların hepsi evli çiftlerin, evliliklerinin gidişleri hakkındaki bilgilerdir. Sanılanın aksine evliliğin ilk yılları mutluluk dolu bir aşkla geçmemektedir. Ve romantik mutluluklarla başlayan evlilikler boşanmaya daha eğilimlidir. Çünkü evliliğin içindeki romantizmi aynı yoğunlukla sürdürmek çok zordur. Bu nedenle hayal kırıklıkları artar. Oysa daha az romantizmle başlayan evliliklerde beklenti daha azdır. Kavgasız gürültüsüz giden, ideal romantik ilişkileri olmayan çiftler boşanmaya daha az meyillidir. Ve çiftleri boşanmaya sürükleyen sorunların ortaya çıkması değil, aşkın ve düşkünlüğün kaybolmasıdır. İyi tanımadan, idealinizde yarattığınız eşe âşık olarak başlayan evliliğinizde gittikçe hayal kırıklığına uğruyorsanız, risk altındasınız demektir. Ama bu, sevginizin azaldığını göstermez. Tartışmalar evliliğinizi yıpratacaktır.
ÖFKEYLE BAŞ ETME
O denli uğraşla kurduğunuz, emek sarf ettiğiniz, kurumsallaştırdığınız, ailelerinizi kattığınız, belki de çocuk ya da çocuklar eklediğiniz bir yuvayı dağıtma kararı... Çoğunlukla öncesi bilinen ama kendisi ve sonrası sadece tahminlere dayanan bir süreç. Sağlıklı, kavgasız-dövüşsüz, öfkeli değil, sadece belki kırgın ve hüzünlü olmalı boşanma. Eğer bunu beceremezseniz ilk başta kendinize haksızlık yaparsınız.
Bir zamanlar eşiniz olan kişinin açık ettiğiniz her türlü olumsuzluğunu uzun süre kabullenmişsiniz demektir. Hatta tümünü paylaşmışsınız demektir. Öfkenizle baş etmeniz her şeyden önce kendinize olan saygınız olmalıdır. Çocuklarınız varsa onlara borcunuz vardır. Siz boşansanız da onlar sizlere anne-baba demeye devam edeceklerdir. Anne ya da babalarının gazetelere çıkacak kadar ahlaksız, değersiz, suçlu algılanmaları ve bu algıyı diğer ebeveynlerinin oluşturması tüm yaşamlarını olumsuz etkileyecektir. Kısaca öfke kontrolü her zaman gerekli. Tıpkı doğru evliliği yapabilmek gibi, doğru boşanmayı başarabilmek de yaşamın bir parçası.
Kaynak:Sabah.com.tr